12 şubat 2014 çarşamba
Saat 8 de Ali nin evinin önündeydim ,Ali eldivenlerini unutmuş hemen onları alıp,geldi saat 8 15 gibi yola çıktık .İlk hedefimiz Dereli kaplıcaları,iki yoldan gidebiliriz birincisi Tepecik üzerinden diğeri Derecik-Gölcük üzerinden biz ikinci tercihi kullanıyoruz çünkü diğer yol hayli hareketli oluyor ve emniyet şeridi neredeyse yok denecek kadar dar
Sabah serinliğinde Derecik köyüne doğru ilerlemeye başladık
Derecik levhası önünde ilk pozumuzu veriyoruz,henüz terlemeye başlamadık, birazdan striptize başlarız
Derecik-Gölcük arsındaki toprak yola sapıyoruz,Ali kıyafet değişimine başlıyor ,hava az da olsa ısındığı için sabahleyin serin hava için giydiğimiz kıyaferler fazla gelmeye başlıyor.Arka planda Tavşanlı.Üzerini gri bir duman kaplamış,yarım saat önce biz de o havadan soluyorduk,şimdiki hava ise tertemiz
Yolun bozuk olması sebebiyle hoplaya zıplaya devam ediyoruz,bir taraftan da dağ bisikletine geçmelimiyiz muhabbeti yapıyoruz.
Gölcük köyü nü geçip Emet yoluna çıkıyoruz
Emirler ve Opanözü köylerini geçip Dereli yol ayrımından Dereli ye dönüyoruz
Yol çok bozuk,geçici çözümlerle adam etmeye çalışıyorlar bu yolu,ne zaman geçsek bozuk.Sorumluların kulaklarını çınlatıyoruz
Dereli kaplıcalarına kadar, 25 km boyunca 865 rakımdan 500 rakıma indik
Tatil yerleşimlerinin çoğunda olduğu gibi burada da bir keşmekeşlik hakim
Yaylayolu yoluna dönüyoruz,birazdan tırmanışa başlayacağız,arka planda görülen dağı aşıp Eğrigöz kasabasına ulaşacağız.
580 rakımdan 1000 mt ye çıkacağız
Köprüyü geçtikten sonra eğim hemen kendini belli etmeye başlıyor
Tırmandıkça arkamızda kalan manzara daha da güzelleşiyor,işte bu bisiklet keyfi her metreye hissederek geziyorsunuz
Karşıda Dereli köyü,köpekler bu kadar mesafeden bile bize havlıyorlar,ne burun varmış arkadaş
Ali devamlı bisiklete binemese bile buraya kadarki performansı takdire şayan,arka planda geldiğimiz yollar
Hareketli saatler yaşanmış gibi sanki ?
Ali yavaş tempo ile birer birer eritiyor kilometreleri
Yaylayolu köyünü görüyoruz nihayet,buraya kadar asfalt olan yol oradan sonra toprak yola dönüşecek ve ormanı yararak Eğrigöz e ulaşacağız
Yaşlı bir teyze tarla çapalamak ile meşgul
Ali zaman zaman fotoğraf molası veriyor bu arada azda olsa soluklanıyor
Köyün girişindeyiz,köy çok bakımsız evlerin bir kısmı bakımsızlıktan yıkılacak hale gelmiş
Köyde bakkal olup olmadığını soruyoruz ,Ali ayran alalım diyor,maalesef bakkalın olmadığını öğreniyoruz.Sabahleyin hafif bir kahvaltı yaptık ikimizde fakat burada enerjimizin yavaş yavaş tükendiğini hissediyoruz ve yanımıza enerji verecek bir şeyler almadığımıza pişman oluyoruz.Siz siz olun, yol, ister uzun ister kısa olsun yanınıza mutlaka atıştırmalık yiyecekler alın.
hindiler etrafımızda şişinip durdular
İstanbul plakalı bir araç yanımızda bulunan köy sakinine yol soruyor,ön camda 3 adet gps cihazı yan koltukta oturan kişinin kucağında Lap-top var ,anlam veremiyoruz
İsmi Kahraman,köyde hayvancılık ve orman kesimiyle geçimini sağlıyormuş.
Köyden çıkıp ormana yol alırken yaşlı bir köylüye rastlıyoruz
Çeşme bol ,su sıkıntısı çekmiyoruz ama karnımız çok acıktı ve her geçen km enerjimiz tükeniyor
Bir mola anı,Ali kendini yeşil çimenlerin üzerine bırakıyor
Tırmandıkça daha fazla detay görmeye başlıyoruz,karşımızda Uludağ bütün ihtişamıyla selamlıyor bizi
Ali getirdiği hazır çorbayı içmeyi teklif ediyor en yüksek noktadan inişe geçtiğimiz anlarda hazır ısıtma kitinin içine ambalajlı hazır çorbaları atıyor,yaklaşık 10 dk sonra çorbalarımız sıcak bir vaziyette hazır olacak
Aşağıdaki yollardan geçeceğiz,tepenin arkası Eğrigöz
Çorbalarımız hazır,uçurumun kenarına kıvrılıp afiyetle ezogelin çorbalarımızı içiyoruz
Zaman zaman yükseklerden akan suların sebep olduğu çamurlu, kısa bölgelerden geçiyoruz
Eğrigöz kasabasındayız
Eğrigöz kalesi çok tahrip olmuş varlığıyla yokluğu belli değil
Köy meydanı
Oyalanmadan ayrılıyoruz
Koyun otlatan bir köylü
Emet in girişinde zorlu bir rampa ile karşılaşıyoruz,bu rampa etlerimizi kemiklerimizden sıyırıyor
zaten enerjimizin son kırıntılarını kullanıyoruz bir de buna susuzluğu ekliyoruz.Yol boyunca çeşme bol fakat kurak geçen mevsim nedeniyle çoğu akmıyor.Üstüne bir de rampa çıkıyoruz,bir hayli zorlanıyoruz
Yine bir mola anı Ali yatay vaziyette, canımız hiç gitmek istemiyor fakat zamanı doğru kullanmak zorundayız
Emet göründü fakat biz ilerledikçe O bizden kaçıyor gibi geliyor
Susuzluk ve açlık had safhada
Meşhur Emet pidesinden yiyelim diyoruz her zaman gittiğimiz pideciye gidiyoruz orada sadece peynirli pide yapılıyor ama ne pide ;
peynir hakiki köy peyniri, fırında ve çıktıktan sonra hakiki köy tereyağıyla yağlanıyor.Ben pideleri söyleyip dışarı çıkıyorum dükkan oldukça küçük ve iki masa da dolu
Ali kıymalı pide yemek istediği için ,ustaya pideleri fırına atıp atmadıklarını sorup henüz atmadık cevabını alınca da pideleri iptal ettiriyoruz.Lokantaya gidiyoruz ,keyifli bir yemeğin arkasından normal hale dönüyoruz Allahım kimseyi açlıkla terbiye etmesin
Emet toki leri
Daha önceki gelişlerimizde pide yedikten sonra bu rampalar çok zorlu geliyordu bu sefer o kadar da zor gelmiyor,acaba yediklerimiz pide kadar ağır gelmediği için mi diye değerlendirmeler yapıyoruz
Kesilen ağaçlar geniş bir alanda sevkiyatlarını bekliyorlar
Su molası veriyoruz ,çaktırmadan da soluklanıyoruz
Sabahki tur planımıza göre buradan sağ tarafa ayrılıp yolumuza oradan devem edecektik fakat tur zamanından 1,5 saat gerideyiz, bu zaman kaybı sebebiyle rotamızı değiştirip diğer yola göre daha kolay olan
normal Emet-Tavşanlı yolunu kullanacağız
Ali nin Emet ten aldığı portakal ve elmaları rüzgardan korunmak için köy durağına oturup yiyoruz.Ali portakalları çok beğeniyor, bu sene böyle portakal yememiştim keşke daha çok alsaymışım diyor
İçi bize ,dışı haşerata
Ali nin karnı doydu ,portakalları yedi ,suyu da var neşesi yerine geliyor
Bu rampayı da çıktıktan sonra inişe geçiyoruz
Gün batarken son karemi alıyorum çünkü bu fotoğraftan sonra makinenin şarjı bitiyor,son 20 km yi karanlıkta gidiyoruz,araçların bazıları uzun farlarını söndürme zahmetine katlanmadılar buradan onları saygıyla anmadan geçemeyeceğim.Sabah geçtiğimiz gölcük köyüne Ömer Hocam bizi karşılamaya geliyor ve son 6 km yi tur değerlendirmesi yaparak bitiriyoruz.
saatteki ortalama hızımız
Daha önceden baktığımız hava durumu raporları bu günün çok güzel geçeceğini tahmin ediyordu.Ali ile fırsattan istifade edip ,daha önceden gittiğim Eğrigöz kasabası üzerinden Emet e ulaşıp, daha sonrasında Çavdarhisar yol ayrımından Çavdarhisar yoluna dönüp Kayı göleti ne ulaşıp sonrasında Üyecek- Ovacık arasındaki muhteşem orman yolunu kullanıp Tavşanlı ya dönmeyi planladık.Diğer arkadaşların mesaisi olduğu için bize katılamadılar.En kısa zamanda bu zorlu parkuru hep beraber yapabilmek temennisi ile turumuza başlayalım
Saat 8 de Ali nin evinin önündeydim ,Ali eldivenlerini unutmuş hemen onları alıp,geldi saat 8 15 gibi yola çıktık .İlk hedefimiz Dereli kaplıcaları,iki yoldan gidebiliriz birincisi Tepecik üzerinden diğeri Derecik-Gölcük üzerinden biz ikinci tercihi kullanıyoruz çünkü diğer yol hayli hareketli oluyor ve emniyet şeridi neredeyse yok denecek kadar dar
Sabah serinliğinde Derecik köyüne doğru ilerlemeye başladık
Derecik levhası önünde ilk pozumuzu veriyoruz,henüz terlemeye başlamadık, birazdan striptize başlarız
Derecik-Gölcük arsındaki toprak yola sapıyoruz,Ali kıyafet değişimine başlıyor ,hava az da olsa ısındığı için sabahleyin serin hava için giydiğimiz kıyaferler fazla gelmeye başlıyor.Arka planda Tavşanlı.Üzerini gri bir duman kaplamış,yarım saat önce biz de o havadan soluyorduk,şimdiki hava ise tertemiz
Yolun bozuk olması sebebiyle hoplaya zıplaya devam ediyoruz,bir taraftan da dağ bisikletine geçmelimiyiz muhabbeti yapıyoruz.
Gölcük köyü nü geçip Emet yoluna çıkıyoruz
Emirler ve Opanözü köylerini geçip Dereli yol ayrımından Dereli ye dönüyoruz
Yol çok bozuk,geçici çözümlerle adam etmeye çalışıyorlar bu yolu,ne zaman geçsek bozuk.Sorumluların kulaklarını çınlatıyoruz
Dereli kaplıcalarına kadar, 25 km boyunca 865 rakımdan 500 rakıma indik
Tatil yerleşimlerinin çoğunda olduğu gibi burada da bir keşmekeşlik hakim
Yaylayolu yoluna dönüyoruz,birazdan tırmanışa başlayacağız,arka planda görülen dağı aşıp Eğrigöz kasabasına ulaşacağız.
580 rakımdan 1000 mt ye çıkacağız
Köprüyü geçtikten sonra eğim hemen kendini belli etmeye başlıyor
Tırmandıkça arkamızda kalan manzara daha da güzelleşiyor,işte bu bisiklet keyfi her metreye hissederek geziyorsunuz
Karşıda Dereli köyü,köpekler bu kadar mesafeden bile bize havlıyorlar,ne burun varmış arkadaş
Ali devamlı bisiklete binemese bile buraya kadarki performansı takdire şayan,arka planda geldiğimiz yollar
Hareketli saatler yaşanmış gibi sanki ?
Ali yavaş tempo ile birer birer eritiyor kilometreleri
Yaylayolu köyünü görüyoruz nihayet,buraya kadar asfalt olan yol oradan sonra toprak yola dönüşecek ve ormanı yararak Eğrigöz e ulaşacağız
Yaşlı bir teyze tarla çapalamak ile meşgul
Ali zaman zaman fotoğraf molası veriyor bu arada azda olsa soluklanıyor
Köyün girişindeyiz,köy çok bakımsız evlerin bir kısmı bakımsızlıktan yıkılacak hale gelmiş
Köyde bakkal olup olmadığını soruyoruz ,Ali ayran alalım diyor,maalesef bakkalın olmadığını öğreniyoruz.Sabahleyin hafif bir kahvaltı yaptık ikimizde fakat burada enerjimizin yavaş yavaş tükendiğini hissediyoruz ve yanımıza enerji verecek bir şeyler almadığımıza pişman oluyoruz.Siz siz olun, yol, ister uzun ister kısa olsun yanınıza mutlaka atıştırmalık yiyecekler alın.
hindiler etrafımızda şişinip durdular
İstanbul plakalı bir araç yanımızda bulunan köy sakinine yol soruyor,ön camda 3 adet gps cihazı yan koltukta oturan kişinin kucağında Lap-top var ,anlam veremiyoruz
İsmi Kahraman,köyde hayvancılık ve orman kesimiyle geçimini sağlıyormuş.
Köyden çıkıp ormana yol alırken yaşlı bir köylüye rastlıyoruz
Çeşme bol ,su sıkıntısı çekmiyoruz ama karnımız çok acıktı ve her geçen km enerjimiz tükeniyor
Bir mola anı,Ali kendini yeşil çimenlerin üzerine bırakıyor
Tırmandıkça daha fazla detay görmeye başlıyoruz,karşımızda Uludağ bütün ihtişamıyla selamlıyor bizi
Ali getirdiği hazır çorbayı içmeyi teklif ediyor en yüksek noktadan inişe geçtiğimiz anlarda hazır ısıtma kitinin içine ambalajlı hazır çorbaları atıyor,yaklaşık 10 dk sonra çorbalarımız sıcak bir vaziyette hazır olacak
Aşağıdaki yollardan geçeceğiz,tepenin arkası Eğrigöz
Çorbalarımız hazır,uçurumun kenarına kıvrılıp afiyetle ezogelin çorbalarımızı içiyoruz
Zaman zaman yükseklerden akan suların sebep olduğu çamurlu, kısa bölgelerden geçiyoruz
Eğrigöz kasabasındayız
Eğrigöz kalesi çok tahrip olmuş varlığıyla yokluğu belli değil
Köy meydanı
Oyalanmadan ayrılıyoruz
Koyun otlatan bir köylü
Emet in girişinde zorlu bir rampa ile karşılaşıyoruz,bu rampa etlerimizi kemiklerimizden sıyırıyor
zaten enerjimizin son kırıntılarını kullanıyoruz bir de buna susuzluğu ekliyoruz.Yol boyunca çeşme bol fakat kurak geçen mevsim nedeniyle çoğu akmıyor.Üstüne bir de rampa çıkıyoruz,bir hayli zorlanıyoruz
Yine bir mola anı Ali yatay vaziyette, canımız hiç gitmek istemiyor fakat zamanı doğru kullanmak zorundayız
Emet göründü fakat biz ilerledikçe O bizden kaçıyor gibi geliyor
Susuzluk ve açlık had safhada
Meşhur Emet pidesinden yiyelim diyoruz her zaman gittiğimiz pideciye gidiyoruz orada sadece peynirli pide yapılıyor ama ne pide ;
peynir hakiki köy peyniri, fırında ve çıktıktan sonra hakiki köy tereyağıyla yağlanıyor.Ben pideleri söyleyip dışarı çıkıyorum dükkan oldukça küçük ve iki masa da dolu
Ali kıymalı pide yemek istediği için ,ustaya pideleri fırına atıp atmadıklarını sorup henüz atmadık cevabını alınca da pideleri iptal ettiriyoruz.Lokantaya gidiyoruz ,keyifli bir yemeğin arkasından normal hale dönüyoruz Allahım kimseyi açlıkla terbiye etmesin
Geçen sene Ömer Hocam ile Emet e yaptığımız turdan bir kare
Daha önceki gelişlerimizde pide yedikten sonra bu rampalar çok zorlu geliyordu bu sefer o kadar da zor gelmiyor,acaba yediklerimiz pide kadar ağır gelmediği için mi diye değerlendirmeler yapıyoruz
Kesilen ağaçlar geniş bir alanda sevkiyatlarını bekliyorlar
Su molası veriyoruz ,çaktırmadan da soluklanıyoruz
Sabahki tur planımıza göre buradan sağ tarafa ayrılıp yolumuza oradan devem edecektik fakat tur zamanından 1,5 saat gerideyiz, bu zaman kaybı sebebiyle rotamızı değiştirip diğer yola göre daha kolay olan
normal Emet-Tavşanlı yolunu kullanacağız
Ali nin Emet ten aldığı portakal ve elmaları rüzgardan korunmak için köy durağına oturup yiyoruz.Ali portakalları çok beğeniyor, bu sene böyle portakal yememiştim keşke daha çok alsaymışım diyor
İçi bize ,dışı haşerata
Ali nin karnı doydu ,portakalları yedi ,suyu da var neşesi yerine geliyor
Bu rampayı da çıktıktan sonra inişe geçiyoruz
Gün batarken son karemi alıyorum çünkü bu fotoğraftan sonra makinenin şarjı bitiyor,son 20 km yi karanlıkta gidiyoruz,araçların bazıları uzun farlarını söndürme zahmetine katlanmadılar buradan onları saygıyla anmadan geçemeyeceğim.Sabah geçtiğimiz gölcük köyüne Ömer Hocam bizi karşılamaya geliyor ve son 6 km yi tur değerlendirmesi yaparak bitiriyoruz.
Çok yorulduğumuz bir tur oldu ,hesapladığımız zamandan fazla bir süre de turu bitirdik ,bu seferlik de böyle olsun her zaman evdeki hesap çarşıya uymuyor,önemli olan kazasız belasız turu bitirmekti
Bu mevsimde güzel bir havada görmediğimiz yerleri ve insanları gördük,onların yaşam biçimleri hakkında fikir sahibi olduk ,temiz hava ve bol oksijen aldık,bisiklet sayesinde keyifli bir gün daha geçirdik,sonraki turlarda buluşmak üzere ,vakit ayırıp bize katıldığınız için teşekkürler...
Toplam tur mesafemiz
tur zamanımız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ziyaretçi olarak Anonim seçeneği ile yorum yapabilirsiniz.